For instance, critics seem to especially
bewail levying a sales tax on food.
Örneğin, eleştirmenler özellikle koyma yiyecek bir satış vergisi üzülürsün görünüyor.
Kaynak: newsobserver.comBut we do not agree with them, so we
bewail their rigidity.
Ama biz, onlarla aynı fikirde değilim bu yüzden biz onların sertlik üzülürsün.
Kaynak: thehill.comThe entire city of Varanavata came to lament that fire and
bewail the fate of the Pandavas.
Varanavata ve tüm şehir ağıt bu yangın geldi ve Pandava'ları kaderi üzülürsün.
Kaynak: firstpost.comAnd so, it was left to editor Tod Lindberg in the final issue to
bewail conservatism's failures.
Ve böylece, bu muhafazakarlık başarısızlıkları üzülürsün için son sayısında editör Tod Lindberg bırakıldı.
Kaynak: salon.com