Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

bloodcurdling ne demek?

 - 1 sözlük, 1 sonuç.

İngilizce - Türkçe

bloodcurdling anlamı
sıfat
1) tüyler ürpertici
2) insanın kanını donduran

"bloodcurdling" için örnek kullanımlar

But she found the weekend's snowstorm bloodcurdling.
Ama hafta sonu kar fırtınası kan dondurucu bulundu.
Kaynak: nytimes.com
He reacted in an unexpected, bloodcurdling manner.
O beklenmedik, insanın kanını donduran bir şekilde tepki gösterdi.
Kaynak: thisdaylive.com
I feel far more sympathy for Pryce, even at her bloodcurdling worst, than I ever could for Huhne.
Ben şimdiye Huhne için olabilir daha, hatta onu kan dondurucu kötü, Pryce için çok daha fazla sempati hissediyorum.
Kaynak: guardian.co.uk
Witness Orlando Olier, who was on the train at the time, told us he heard "bloodcurdling screams."
Zaman trende oldu Tanık Orlando Olier, işittiğini anlattı "insanın kanını donduran çığlıkları."
Kaynak: gothamist.com
The Devil Bird, locally known as Ulama, is a cryptid of Sri Lanka said to emit bloodcurdling human sounding shrieks in the night from
Kaynak: Devil Bird
The rumors were of the sort that English Protestants had heard for years about Ireland, bloodcurdling and vicious. A fear spread quickly
Kaynak: Irish night
When the bloodcurdling wails die away a soft halo of light appears around an old four poster bed. Anyone sleeping there (room 14), even
Kaynak: Matfen Hall
Bateman became identified with role of Leah, her emotional performance and "the bloodcurdling curse she hurled at her faithless Christian
Kaynak: Kate Josephine Bateman
In these and other stories, Joyce Carol Oates explores with bloodcurdling insight the ties that bind—or worse. References : Category:2007
Kaynak: The Museum of Dr. Moses
one hand, the pencils and the entrapped toes are sharply squeezed together, the prisoner's resultant screams typically being bloodcurdling.
Kaynak: Boot (torture)

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.