He's a carefully drawn character, and Law plays him without excess
bombast.
O dikkatle çizilmiş bir karakter, ve Hukuk aşırı süslü olmadan onu oynar.
Kaynak: telegraph.co.ukIt's monumental, happy music, benign
bombast, as positive as it is unsubtle.
Onu göze çarpan olduğu gibi pozitif anıtsal, mutlu müzik, iyi huylu süslü, var.
Kaynak: nytimes.comThus, this statement is not
bombast, as some Western reporters described it.
Dolayısıyla, bu açıklama bazı Batılı gazetecilere de açıklandığı gibi, süslü değildir.
Kaynak: townhall.comYet this crisis has a graver cast than previous North Korean
bombast.
Ancak bu kriz vahim önceki Kuzey Kore bombast daha cast var.
Kaynak: charlotteobserver.comFustian (also called Fustanum and
bombast) is a term for a variety of heavy woven cloth, cotton fabric s, that are chiefly prepared for
Kaynak: FustianAccording to the Oxford English Dictionary , the origin of the word "
bombastic" is "
bombast", an old term for cotton stuffing, rather than
Kaynak: Paracelsus