Sometimes I would like Frank to be a bit more
brash and tell it like it is.
Bazen Frank biraz daha küstah olmak ve herşeyi olduğu gibi anlatmak istiyorum.
Kaynak: hottimeinoldtown.comHe was young, charismatic, a bit
brash and the right guy for the job.
O, genç, karizmatik, biraz küstah ve iş için doğru adam oldu.
Kaynak: detroit.cbslocal.comGoffer, a
brash young hedge fund employee, played this game and lost.
Kıvırmak, küstah bir genç hedge fon çalışanın, bu oyunu oynadı ve kaybetti.
Kaynak: fiercefinance.comRonda Rousey in her usual
brash manner ahead of UFC debut.
Öncesinde UFC ilk onu her zamanki küstah bir şekilde Ronda Rousey.
Kaynak: lasvegassun.comGastroesophageal reflux disease , in such cases specifically called a water
brash, and is characterized by a sour fluid or almost tasteless
Kaynak: Hypersalivation