The bank
cajole him and he applied for a loan of N467 million naira loan.
Banka onu desteklemeleri ve o N467 milyon Naira kredi kredi için başvurdum.
Kaynak: niyitabiti.netYou come up with an idea, recruit,
cajole and threaten the right talent.
Sen işe, ikna etmek, bir fikir ile gelip sağ yetenek tehdit.
Kaynak: sequentialtart.comThe players alternately debate,
cajole and motivate until Beilein returns.
Oyuncular dönüşümlü tartışma, ikna etmek ve Beilein dönene kadar motive.
Kaynak: espn.go.comOn Thursday she held a press conference to
cajole and threaten the taxpayers.
Perşembe günü o mükelleflerin desteklemeleri ve tehdit için bir basın toplantısı düzenledi.
Kaynak: independent.ieUnder the guise of crafting a provocative after-dinner speech, the pair
cajole him into revealing some of the seamier aspects of his off-
Kaynak: Dumb Show