I didn't take the time to think that Denise's breaking point would
come upon hearing Frank's voice.
Ben Denise kırılma noktası Frank sesini duyduktan sonra geleceğini düşünmek için zaman almadı.
Kaynak: tvfanatic.comToday, we've
come upon two.
Bugün, iki üzerine geldim.
Kaynak: npr.orgEither the prison was going to be attacked while they weren't on watch, or that a rogue walker would
come upon them while they were distracted?
Hapishane onlar seyretmek değil ise saldırıya ya da deli iken sahtekar yürüteç onlara geleceğini olacaktı Ya?
Kaynak: nydailynews.comRarely do federal lawmakers
come upon a policy that can expand access to critical health care services and simultaneously save taxpayers money.
Nadiren federal milletvekilleri kritik sağlık hizmetlerine erişimi genişletmek ve aynı zamanda vergi mükellefleri tasarruf politikası üzerine geliyor.
Kaynak: highlandnews.net