With
clear conscience, they hold the mystery of faith meaning a deacon knows the Lord and know Bible doctrine.
Vicdan ile, bir papaz yani inanç gizemi Tanrı biliyor ve İncil öğretisi biliyorum tutun.
Kaynak: gofbw.comHis voice is trembling at the sight of the room, the chair and the tools, whilst Andrea is calm with a
clear conscience as they watch from above.
Onlar yukarıdan izlemek gibi Sesinde odası, sandalye ve araçları görünce titriyor, iken Andrea açık bir vicdan ile sakin.
Kaynak: hypable.comIf the lumber is certified to have been cultivated legally, the buyer obtains not only a visually pleasing construction material, but also a halfway
clear conscience.
Kereste yasal yetiştirilmektedir sertifikalı ise, alıcı bir görsel hoş bir inşaat malzemesi değil sadece elde değil, aynı zamanda bir yarım açık bir vicdan.
Kaynak: spiegel.de