Please do not let this
daunt your efforts and keep fighting the good fight.
Lütfen bu çabaları yıldırmak ve iyilik için savaşan tutmak izin vermeyin.
Kaynak: trinidadexpress.comDoing such an intimate scene didn't
daunt Ormond in the least.
Böyle samimi bir sahne yaparak en Ormond yıldırmak vermedi.
Kaynak: dailymail.co.ukThey should not patronise or
daunt, but rather surprise, provoke thought and inspire.
Onlar müşterisi veya yıldırmak değil, sürpriz olmamalı, kışkırtmak düşünce ve ilham.
Kaynak: scmp.comBut the expectation of consistent bravery does not
daunt her.
Ama tutarlı yiğitlik beklenti onu yıldırmak değildir.
Kaynak: qchron.com