The ailments that plagued Ahmed prior to initiation have since
dissipated.
Öncesinde başlanması Ahmed rahatsız rahatsızlıkları beri harcanmış var.
Kaynak: salon.comAll the traditional trends for the season seemed to have
dissipated.
Sezonun tüm geleneksel eğilimleri dağılmış gibiydi.
Kaynak: michigandaily.comThe gas leak was contained as the ammonia
dissipated into the air.
Gaz sızıntısı havaya dağıldı amonyak içerdiği tespit edilmiştir.
Kaynak: nbc12.comHe said although those barriers have been
dissipated, another challenge remains.
Bu engellerin harcanmış olmasına rağmen dedi, başka bir sorun olmaya devam etmektedir.
Kaynak: mankatofreepress.com