Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

effectuate ne demek?

 - 1 sözlük, 1 sonuç.

İngilizce - Türkçe

effectuate anlamı
fiil
1) gerçekleştirmek
2) meydana getirmek
3) oluşturmak

"effectuate" için örnek kullanımlar

Clearly the president shall effectuate existing laws, not make new ones.
Açıkçası başkanı yenilerini yapmak değil, mevcut yasaların hayata eder.
Kaynak: scvnews.com
Many attempts have been made over hundreds of years to effectuate such conquest.
Birçok girişimleri gibi fetih hayata yüzlerce yıl boyunca yapılmıştır.
Kaynak: indepthafrica.com
The policy they want to effectuate they're using sequestration.
Onlar haciz kullanarak konum hayata istiyorum politikası.
Kaynak: video.foxnews.com
BCA also identified various measures it can effectuate to buffer reduced state funding.
BCA ayrıca azaltılmış devlet finansman arabellek hayata çeşitli önlemler tespit.
Kaynak: heraldonline.com
If the solubility products are very similar, a cascade process will be needed to effectuate a complete separation. This technique is
Kaynak: Fractional crystallization (chemistry)
NEL's charter was “to effectuate the solution of any problem in the field of electronics , in connection with the design, procurement,
Kaynak: Navy Electronics Laboratory
insurance contracts on behalf of an insurer and, if authorized to do so by an insurer, to effectuate and countersign insurance contracts
Kaynak: Managing general agent

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.