They are an unchaste crowd whose mission seems simple:
elate,
elate!
Neşelendirmek, neşelendirmek: Onlar, misyonu basit görünüyor bir iffetsiz bir kalabalık vardır!
Kaynak: prweb.comThe emotion it conjures at its best can unify and
elate in a way few other spectacles can.
Onun en iyi conjures duygu birleştirmek ve birkaç diğer gözlük olabilir bir şekilde sevindirmek yapabilirsiniz.
Kaynak: scotsman.comAre there any aspects of your public self that surprise or frighten or embarrass or
elate you?
Sizin kamu öz herhangi bir yönleri olduğunu sürpriz veya korkutma veya utandırmak ya sevindirmek?
Kaynak: salon.com