Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

elucidate ne demek?

 - 1 sözlük, 1 sonuç.

İngilizce - Türkçe

elucidate anlamı
fiil
1) aydınlatmak
2) açıklamak
3) izah etmek

"elucidate" için örnek kullanımlar

Again, unique tests are required to elucidate these different properties.
Yine, benzersiz testleri bu farklı özelliklerini aydınlatmak için gereklidir.
Kaynak: azom.com
A little Twitter detective work might help to elucidate matters, though.
Biraz Twitter dedektif iş ama, konuların açıklanmasında yardımcı olabilir.
Kaynak: pocketgamer.co.uk
Words elucidate the argument and money defines how much is at stake.
Kelimeler argümanı açıklamak ve parası tehlikeye ne kadar tanımlar.
Kaynak: brooklynrail.org
The Court asked Nevagi to elucidate the relief, which the petitioner was seeking.
Mahkeme dilekçe arayan edildiği, kabartma aydınlatmak Nevagi istedi.
Kaynak: barandbench.com
The natural sciences are those branches of science that seek to elucidate the rules that govern the natural world through scientific
Kaynak: Natural science
Various sources of sharia are used by Islamic jurisprudence to elucidate the sharia , the body of Islamic law The primary sources,
Kaynak: Sources of sharia
approach to understanding organismic diversity (biodiversity ) that uses natural variation and disparity to elucidate phylogenetic history.
Kaynak: Comparative biology
Headspace technology is a technique developed in the 1980s to elucidate the odor compounds present in the air surrounding various objects.
Kaynak: Headspace technology
Crossed molecular beam experiments are chemical experiments where two beams of atoms or molecules are collided together to elucidate the
Kaynak: Crossed molecular beam

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.