And newspapers do not merely
emblazon polls across their front pages.
Ve gazetelerin ön sayfalarında genelinde değil, sadece övmek anketler yapmak.
Kaynak: smh.com.auPity someone doesn't
emblazon this message on the base of every Oscar statuette.
Yazık ki, her biri Oscar heykelciği baz ile bu mesajı yüceltmek değildir.
Kaynak: irishexaminer.comMediocrity is mediocrity no matter how we choose to
emblazon it.
Sıradanlık bunu kutlamak tercih ne olursa olsun sıradanlık olduğunu.
Kaynak: newzimbabwe.comThis is a team that could
emblazon its name in NBA lore before it's all said and done.
Bu tüm dedi ve bitti önce NBA irfan adını yüceltmek olabilecek bir takım.
Kaynak: kansan.comIn heraldry , tinctures are the colours used to
emblazon a coat of arms . These can be divided into several categories including light
Kaynak: Tincture (heraldry)A battle honour is an award of a right by a government or sovereign to a military unit to
emblazon the name of a battle or operation on
Kaynak: Battle honour