The videogame industry's ability to
enfranchise popular games has never failed to impress.
Popüler oyunlar hakkı kazanmasını video oyunu sektöründe yeteneğini etkilemek için başarısız olmamıştı.
Kaynak: tomsguide.comPerdue's idea could either
enfranchise or disenfranchise this out of sight, out of mind group.
Perdue fikri ya aklın grup dışında, görme bunu azat etmek veya oy hakkını elinden olabilir.
Kaynak: rapidcityjournal.comWe should want to
enfranchise all eligible voters, not just those who vote for candidates like Buck Newton.
Biz sadece tüm seçmenlerin değil, Buck Newton gibi adaylar için oy isteyenler hakkı kazanmasını istesin.
Kaynak: wilsontimes.comThe former mayor of Phoenix led the push to
enfranchise independent voters that was overwhelmingly rejected by voters last fall.
Phoenix eski belediye başkanı ezici geçen sonbaharda seçmenler tarafından reddedilen bağımsız seçmenlerin hakkı kazanmasını itme açtı.
Kaynak: azcentral.comelection of 1866, which enabled the Radicals to take control of policy, remove former Confederates from power, and
enfranchise the Freedmen.
Kaynak: Reconstruction Era