They
ennoble the human spirit, but… they're also politically diverse.
Onlar insan ruhunu yüceltmek, ama ... onlar da siyaseten farklı değilsin.
Kaynak: breitbart.comClothes conceal and demean, but they can also elevate and
ennoble.
Giyim gizlemek ve indirgenmiş, ama onlar da yükseltebilir ve soylulaştırabilir.
Kaynak: thejewishweek.comIn no way do the references to the epic
ennoble Deb's fiction.
Hiçbir şekilde epik yüceltmek Deb'in kurgu referanslar yapmak.
Kaynak: thehindu.comMr. Ray tries to explain that his intent is to
ennoble the word, to celebrate uniqueness.
Bay Ray onun niyet teklik kutlamak için, kelime yüceltmek olduğunu açıklamaya çalışır.
Kaynak: tv.nytimes.comThe Rahe Bhander
Ennoble Award. রাহে ভাণ্ডার সম্মাননা পদক. is an annual award to
ennoble dedicated and committed individuals who works for the
Kaynak: Rahe Bhander Ennoble Award