I repeatedly failed to
entangle potential love interests into noticing me.
Ben defalarca beni fark içine potansiyel sevgi ilgi dolaşması için başarısız oldu.
Kaynak: ndsmcobserver.comI simply don't recall any other romantic
entangle like that in racing anywhere.
Ben sadece herhangi bir yarış olduğu gibi başka romantik dolaşması hatırlamıyorum.
Kaynak: usatoday.comBut the deadly ambush in its territory threatens to
entangle Iraq in the conflict.
Ama kendi ülkesinde pusu ölümcül çatışmalarda Irak karışmaya tehdit ediyor.
Kaynak: theaustralian.com.auThere are however some forces which want to
entangle the army in domestic matters.
Iç sorunlarda ordu karışmaya isteyen bazı güçler söz konusudur.
Kaynak: pakobserver.netFoul is a nautical term meaning to
entangle or entwine, and more generally that something is wrong or difficult. The term dates back to
Kaynak: Foul (nautical)