Then, with Kim giving me the
evil eye, I left the room.
Sonra, Kim bana nazar vererek, ben odadan çıktı.
Kaynak: spokesman.com"An
evil eye has fallen on Hyderabad. The terrorists only aim to inflict maximum casualties.
"Bir nazar Haydarabad üzerine düştü. Teröristlerin sadece azami zayiat verdirecek hedefliyoruz.
Kaynak: dailymail.co.ukDmitri put a hand on her shoulder in an effort to calm her down a bit and gave Marche the
evil eye, again.
Dmitri biraz onu sakinleştirmeye çabasıyla omzuna elini koydu ve tekrar, Marche nazar verdi.
Kaynak: destructoid.comHow many times have you witnessed someone being tempted to splash out on 'the
evil eye charm' after seeing the advertisements on television?
Eğer televizyonda reklamları gördükten sonra 'nazar cazibesi' dışarı sıçrama ayartıldıktan birinin kaç kez tanık olduk?
Kaynak: thehindu.com