He said their ability to read and understand written English was "
feeble".
O yazılmış İngilizce okuma ve anlama yeteneğini "zayıf" olduğunu söyledi.
Kaynak: theaustralian.com.auFeeble one week, excellent the next, mediocre the next, unstoppable the next.
Zayıf bir hafta, mükemmel bir sonraki vasat, sonraki, durdurulamaz bir sonraki.
Kaynak: espn.co.uk For all the government's talk of austerity, cuts in spending have been
feeble.
Kemer sıkma her hükümetin tartışma için, harcama kesintileri zayıf olmuştur.
Kaynak: cityam.comDespite the
feeble protection, the CDC is still urging the elderly to get vaccinated.
Zayıf korumaya karşın, CDC hala aşı olmak için yaşlı çağırıyor.
Kaynak: npr.orgThe
Feeble Files is an adventure game about the adventures of a rather ‘
feeble' alien called
Feeble. The game is a science fiction
Kaynak: The Feeble FilesSometimes referred to as just "Pineland," it has undergone major change since 1996, when its use as a "school for the
feeble minded" was
Kaynak: Pineland Farms