Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

forsake ne demek?

 - 1 sözlük, 1 sonuç.

İngilizce - Türkçe

forsake anlamı
fiil
1) terketmek
2) bırakmak
3) vazgeçmek

"forsake" için örnek kullanımlar

If he has to choose, Maffei said, he'd forsake Florida in favor of Italy.
O seçim varsa, Maffei dedi, o İtalya lehine Florida yüzüstü istiyorum.
Kaynak: thedailyjournal.com
It's why you skip chips, say bye to fries and forsake the bacon, right?
Eğer, cips atlamak kızartması veda ve sağ, pastırma terketmek neden var?
Kaynak: sunherald.com
Michigan will not forsake the deep ball if the proper situations occur.
Uygun durumlarda ortaya çıkarsa Michigan derin topu yüzüstü bırakmayacak.
Kaynak: gbmwolverine.com
This country will not forsake us and we should not forsake it.
Bu ülke bizi yüzüstü bırakmayacağını ve bunu terketmek gerekir.
Kaynak: freemalaysiatoday.com
They chose not to marry and to forsake the world. They found a home in a remote location and spent their days in fasting and prayer.
Kaynak: Menodora, Metrodora, and Nymphodora
It is not enough to feel remorse and forsake sin, although such feelings are a commendable first step A penitent must put his or her
Kaynak: Repentance in Judaism
denotes the act of being repentant for one's misdeeds, atoning for those misdeeds, and having a strong determination to forsake those misdeeds.
Kaynak: Repentance in Islam
yield obedience to God's "glorious will," and to "forsake all fruitless labors and strife, and envy, which leads to death" (1 Clement 9:1).
Kaynak: Apostasy in Christianity
Its lyrics comment on people who forsake the idealism of youth and urges young people to fight the status quo Writing and recording
Kaynak: Clampdown

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.