Bloom and Jenkins both said the FOP negotiated
in good faith and neither chief blamed the Clarendon Hills officers for not wanting to give up the Social Security benefit.
Bloom ve Jenkins hem FOP iyi niyetle müzakere ve ne şefi Sosyal Güvenlik parası vazgeçmek istemediği için Clarendon Hills memurları suçladı söyledi.
Kaynak: hinsdale.patch.com"This is a matter of public interest raised by an MP
in good faith. To be fair she was talking about radio. But I've had to rely on privilege to protect myself from being sued on this matter.
"Bu iyi niyetle bir milletvekili tarafından gündeme getirilen kamu yararı meselesi. Radyoyu bahsediyordu adil olmak için. Fakat ben bu konuda dava açılmaması kendimi korumak için ayrıcalık güvenmek zorunda kalmıştım.
Kaynak: bucksfreepress.co.ukGoldsmith said council members could explore whether Time Warner has been acting
in good faith under its franchise agreement, given its costly pursuit of sports programming
in Los Angeles.
Goldsmith konsey üyeleri Time Warner Los Angeles spor programlama, pahalı peşinde verilen imtiyaz sözleşmesi kapsamında iyi niyetle hareket olup olmadığını keşfetmek söyledi.
Kaynak: sandiego6.com