Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

harangue ne demek?

 - 1 sözlük, 1 sonuç.

İngilizce - Türkçe

harangue anlamı
isim
1) nutuk
2) söylev
3) konuşma
fiil
1) söylev vermek
2) konuşma yapmak
3) nutuk çekmek

"harangue" için örnek kullanımlar

"We don't threaten, we don't harangue, nor do we try to intimidate."
"Biz, tehdit yok biz nutuk yok, ne de biz sindirmeye çalışıyorum."
Kaynak: thegatewaynews.com
But based on her harangue last week, it looks like I was wrong.
Yanılmışım gibi Ama onun söylev geçen hafta dayalı görünüyor.
Kaynak: istockanalyst.com
You don't want to harangue people with choices.
Sen seçenekleri ile insanlara nutuk istemiyorum.
Kaynak: thenational.ae
He will take out a fielder with a hard slide, throw up a brick wall at the plate and harangue nonstop.
O, sert bir slayt ile bir meydancı çıkar plakasına bir tuğla duvar kusmak ve durmaksızın nutuk olacaktır.
Kaynak: dallasnews.com
In the era of public hanging s, the gallows speech was often an opportunity to harangue the authorities and seek the sympathy of the crowd
Kaynak: Final statement
In that year, at Carrickfergus , he delivered, in opposition to Wesley, a 'pointless harangue about hirelings and false prophets'.
Kaynak: James Relly
This, along with a daily harangue from the cantankerous Sam, forces Molly to finally pack a bag and go to son Joel's home, which sets the
Kaynak: A Fish in the Bathtub
Only a few of Fabio Brulart de Sillery's writings survive, including some poems and dissertations, a harangue against James II of England
Kaynak: Fabio Brulart de Sillery

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.