But Rodney used to stand backstage and
howl with laughter at my failure.
Ama Rodney benim yetmezliği gülmekten kulis ve ulumaya dururduk.
Kaynak: mtshastanews.comThe banks
howl that the bonus cap means their greed will go "offshore".
Bonus kap kendi hırs "offshore" gidecek anlamına bankalar uluması.
Kaynak: guardian.co.ukEnvironmentalists and advocates for renewable energy would
howl about such changes.
Çevreciler ve yenilenebilir enerji gibi değişiklikler hakkında feryat olur savunucuları.
Kaynak: ogj.comOnce Zirkle was on the sled runners, she called to Quito, who began a whistling
howl.
Zirkle kızak rayları üzerinde oldu sonra, o bir ıslık feryat başladı Quito, çağırdı.
Kaynak: tri-cityherald.com