Not in a
hurry, grab a spot on the patio and take in some SoFlo elegance.
Acele, verandada bir yer kapmak ve bazı SoFlo zarafet almak değil.
Kaynak: consequenceofsound.netThey'd better start soon or the season will slip away from them in a
hurry.
Onlar daha iyi yakında başlamak istiyorum ya da sezon aceleyle onlardan kaçıp gidecek.
Kaynak: nhl.comBut Kim insisted she's in no
hurry this time to get back to the altar.
Ama Kim o hiçbir acelesi sunak geri almak için bu sefer ısrar etti.
Kaynak: seaforthhuronexpositor.comCommand – along with "
hurry" – shouted by the skip to tell the sweepers to sweep harder and faster. Heavy : A stone that is thrown harder
Kaynak: Glossary of curling