The stage is part of an
igloo village made entirely out of snow and ice.
Kademeli kar ve buz dışında tamamen yapılmış bir iglo köyünün parçasıdır.
Kaynak: bigpondnews.comAlec Guinness ended up living in a desert
igloo with a couple of robots?
Alec Guinness robotların bir çift ile bir çöl iglo yaşayan sona erdi?
Kaynak: bleedingcool.comI took a bite of each and then went after the berries on the
igloo.
Her bir ısırık aldı ve sonra Eskimo üzerindeki meyveleri peşinden gitti.
Kaynak: redlandsdailyfacts.comTonight, they head to the biggest and loudest
igloo in the city, the MTS Centre.
Bu gece, onlar şehrin en büyük ve en gürültülü iglo, MTS Centre kafa.
Kaynak: pensionplanpuppets.comAn
igloo (Inuit language : iglu ᐃᒡᓗ iɣ.' lu | (plural: igluit ᐃᒡᓗᐃᑦ iɣ. lu.' it |) or snowhouse is a type of shelter built of snow ,
Kaynak: IglooAn
igloo is a type of shelter built of snow, originally built by the Inuit.
Igloo may also refer to. Buildings : Bunker
Igloo, South Dakota ,
Kaynak: Igloo (disambiguation)