A man who spontaneously combusts at will and touches everyone to
incinerate them.
Kendiliğinden irade combusts ve onları yakmak için herkese dokunan bir adam.
Kaynak: latinospost.comCargo ships flown by Russia, Europe and Japan
incinerate in the atmosphere after leaving the station.
Rusya, Avrupa ve Japonya tarafından uçakla Kargo gönderim istasyonu ayrıldıktan sonra atmosferde yakmayın.
Kaynak: guardian.co.ukVampires, we learn, do not require blood, they can tolerate sun and holy water does not
incinerate them.
Vampirler, öğrenmek, kan gerekmez, onlar güneş ve kutsal su onları yakıp kül etmez tolere edebilir.
Kaynak: wickedlocal.comAfter a few years of bittersweet incarceration, they manage to
incinerate the witch and escape from the house.
Bittersweet hapsetme birkaç yıl sonra, cadı yakmayın ve evden kaçmayı başarırlar.
Kaynak: praguepost.com