The shiksa exists only
insofar as the Jew is aware of her; she is defined relative to him.
Yahudi onun farkında olduğu Şiksa yalnızca ölçüde var; ona göre tanımlanır.
Kaynak: salon.comInsofar as his Conservative government has any kind of industrial strategy, it is one based on oil and resources.
Onun Muhafazakar hükümet, endüstriyel strateji her türlü olduğu gibi kadar ki, bu petrol ve kaynaklara dayalı biridir.
Kaynak: thestar.com No confirmation has been given
insofar as what the new season will center upon, though many fans assume witches may be involved.
Pek çok taraftar cadılar dahil olabilir varsayalım ama hiçbir onay, ne yeni sezon bağlı olacak merkezi olarak sürece verilmiştir.
Kaynak: broadwayworld.comThis miscue was bizarre
insofar as management had come into the year planning to compete aggressively on price to gain market share.
Yönetimi pazar payı kazanmak için fiyat agresif rekabet planlıyor yıl içine gelmiş gibi Bu dalgınlıkla yapılan hata ölçüde tuhaftı.
Kaynak: fool.com