The politics of London frequently
intermingle with those of the Conservative party.
Londra siyasetin sık Muhafazakar partinin bu iç içe.
Kaynak: ft.comWho is to say it's wrong for people to
intermingle?
Kim insanların bir araya gelmeleri için için bunun yanlış olduğunu söyleyebilir ki?
Kaynak: thisisnottingham.co.ukSo much so that passengers will be divided into three classes and won't be allowed to
intermingle.
Öyle ki yolcular üç sınıfa ayrılabilir ve bir araya gelmeleri için izin verilmez.
Kaynak: krmg.comNatural vegetation has sprung up in its wake leaving a once concrete world to
intermingle with jungle flora.
Doğal bitki örtüsü, bir zamanlar somut dünya orman florası ile bir araya bırakarak onun ardından ortaya çıkmıştır.
Kaynak: gearburn.comfrom around the world, including traditional music , quasi-traditional music, and music where more than one cultural tradition
intermingle.
Kaynak: World musicwithin the same novel: a typical example of Simmons' ability to
intermingle genres is Song of Kali (1985), winner of World Fantasy Award .
Kaynak: Dan Simmons