All around him rests a moonscape of broken seats,
jagged metal and crushed houses.
Etrafındaki tüm kırık koltuklar, pürüzlü metal ve ezilmiş evleri bir ay manzarası aittir.
Kaynak: sports.yahoo.comNo old pal's pact as Sean looks to gain
jagged edge over Murray.
Sean gibi hiçbir eski dostum en paktı Murray üzerinde tırtıklı kenar elde etmek için görünüyor.
Kaynak: eveningtimes.co.ukWhile the graphics were a little
jagged, it was a fun diversion.
Grafikleri biraz pürüzlü iken, bu eğlenceli bir saptırma oldu.
Kaynak: laptopmag.com