It will also make
a lasting impression on top recruit Andrew Wiggins.
Aynı zamanda iyi işe Andrew Wiggins üzerinde kalıcı bir etki yapacaktır.
Kaynak: bleacherreport.comHe recovered, but the scare left
a lasting impression on his oldest daughter.
O iyileşti ama korkutmak onun eski kız üzerinde kalıcı bir izlenim bıraktı.
Kaynak: blogs.suntimes.comWright's empowering and uplifting message left
a lasting impression.
Wright güçlendirici ediyor ve canlandırıcı mesajı kalıcı bir izlenim bıraktı.
Kaynak: wschronicle.comIt was the music, though, that really made
a lasting impression.
Gerçekten kalıcı bir etki yarattı ki, olsa, müzik oldu.
Kaynak: republicanherald.com