Stefan, Elena and Damon try to talk her off the
ledge but she's had enough.
Stefan, Elena ve Damon çıkıntıya onu kapalı konuşmaya çalışın ama yeterince içti.
Kaynak: philly2philly.comThere's moments when I feel panic but my friends talk me off the
ledge.
Ben panik hissediyorum ama arkadaşlarım çıkıntının beni konuşurken anlar var.
Kaynak: insidemovies.ew.comRoberts finally came to a stop when his pack and crampons caught on a
ledge.
Onun paketi ve krampon bir çıkıntının üzerine yakalanmış Roberts nihayet durma noktasına geldi.
Kaynak: outsideonline.comIt's brinksmanship, but one where both parties can walk back from the
ledge.
Bu brinksmanship, ama her iki taraf çıkıntıya yürüyerek geri olabilir biri.
Kaynak: dailynorseman.comPenck
Ledge. (73 | 3 | S | 4 | 18 | W | display inline,title is a mainly ice-covered
ledge at the west side of the head of Penck Trough in
Kaynak: Penck Ledge