Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

bekitmek ne demek?

 - 4 sözlük, 13 sonuç.

Divanü Lügati't-Türk

bekitmek anlamı
pekitmek, sağlamlaştırmak

Güncel Türkçe Sözlük

bekitmek anlamı
(-i) hlk. Kapamak, tıkamak.

Tarama Sözlüğü

bekitmek anlamı
bakınız» pekitmek.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

bekitmek anlamı
Kapatmak, tıkamak, örtmek.

*Tavşanlı -Kütahya
*Sivrihisar -Eskişehir
*Akyazı çevresi -Kocaeli
*Üsküdar -İstanbul
Adatepe *Devrek -Zonguldak
Karabüzey *Araç, *Tosya, *Kargı -Kastamonu
*Kurşunlu -Çankırı
*Çarşamba -Sinop
-Amasya ve çevresi
Kızılca *Artova -Tokat
Köşker *Kaman -Kırşehir
Çukurbağ, *Ermenek, Ayaslar *Ilgın, Zıvarık, -Konya
*Mut köyleri -İçel
Yerkesik -Muğla

bekitmek anlamı
Sağlamlaştırmak, pekiştirmek, sıkıştırmak, sertleştirmek, katılaştırmak.

*Düzce -Bolu
*Üsküdar -İstanbul
*Tosya, Kargı, *İnebolu, -Kastamonu
-Çorum
*Boyabat -Sinop
Ziyere -Amasya ve çevresi
Kızılca *Artova -Tokat
Karakuş köyleri *Ünye -Ordu
Koyulhisar -Sivas
-Niğde
Çukurbağ *Ermenek -Konya
*Mut köyleri, Hacıhamzalı *Tarsus -İçel

bekitmek anlamı
1. bakınız» bekiştirmek. 2.bakınız» berkitmek(I)-2.
bekitmek anlamı
1. bakınız» beketmek(I). 2. Kuşatmak, çevirmek.
bekitmek anlamı
Bir yere gözcü dikmek, nöbetçi koymak: Bekçileri etrafa bekitmişler, yine bir şey var.

-Çorum
-Sivas

bekitmek anlamı
Vurmak.

*İnebolu -Kastamonu
-Amasya ve çevresi
Nefsiköseli *Görele -Giresun
Hacıhamzalı *Tarsus, *Mut köyleri -İçel köyleri

bekitmek anlamı
Sıkıca bağlamak, bağlanacak şeylerde bağcığı sıkmak: Çarığın bağı gevşemiş, berkit

Hacıhamzalı *Tarsus, Gencali *Mut -İçel ve köyleri

bekitmek anlamı
Kapatmak, örtmek:

*Boğazlıyan Yozgat

bekitmek anlamı
Sağlamlaştırmak, pekitmek.

Yenişar *Şarkikaraağaç Isparta
Giresun
Tunceli

bekitmek anlamı
1. bakınız» bekemek-2. 2. bakınız» bekemek-1.

bekitmek eş anlamlısı

kapamak
(-i) 1. Bir açıklığı örtmek için bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek: "Hasan, yıldırımla vurulmuş gibi hemen kapıyı kapadı, kaçtı." -H. E. Adıvar. 2. Hava bulutlarla kaplanmak, sıkıntılı bir hâl almak. 3. Bir şeyin görünmesine engel olmak: Bu yapı manzarayı kapadı. 4. Geçişi engellemek: Kar yolu kapamıştı. 5. Tıkamak, içini doldurmak: Çukuru kapamak. 6. Su, elektrik gelişini kesmek: Elektriği kapadı. 7. Çalışamaz, görev ve iş yapamaz duruma getirmek: Fabrikayı kapamışlar. Gazeteyi kapadılar. 8. Üzerinde durmamak, bir şey üzerinde konuşmayı bırakmak: O konuyu kapayalım. 9. Bir yere sokup dışarı çıkmasına engel olmak, hapsetmek: "Zengin kadını tımarhaneye koymadılar, buraya, çiftliğe getirip kapadılar." -H. R. Gürpınar. 10. Ortalıktan alıp saklamak: Vurguncular kumaşları kapamışlar. 11. Karşılamak, denk gelmek: Bu ikramiye borçlarımı kapar.

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.