The camping is as comfortable as it can be; there's a
loo, even a shower.
Olması gibi kamp gibi rahat, bir tuvalet, bir duş bile, var.
Kaynak: thesun.co.ukBut as the man finds out during a trip to the
loo, an iPad has its limits.
Adam loo bir gezi sırasında öğrenirse Ama, bir iPad kendi sınırları vardır.
Kaynak: heraldsun.com.auYou don't dilly dally in the
loo, so why do it in the locker room?
Sen tuvalet Dilly Dally yok, öyleyse neden soyunma odasında bunu?
Kaynak: huffingtonpost.comQuarter of men admit to sitting down on the
loo so they can keep using mobile phone.
Erkeklerin Çeyrek onlar cep telefonu kullanmaya devam edebilirsiniz böylece tuvalet üzerinde oturarak itiraf.
Kaynak: telegraph.co.ukLoo: The origin of the (chiefly British) term
loo is unknown. According to the OED, the etymology is obscure, but it might derive from the
Kaynak: Toilet Congo | fam2 Atlantic–Congo | fam3 Benue–Congo | fam4 Bantoid | fam5 Bantu (Zone C ) | fam6 Soko–Kele (C.50–60) | iso3
loo | guthrie C.54
Kaynak: Lombo language