Then again, she might have tied me into a knot and stored me in the
luggage rack.
Sonra tekrar, o bagaj içinde bana bir düğüm haline beni bağladılar ve depolamış olabilir.
Kaynak: insidethegames.bizRiding is comfortable with the backrest that simultaneously serves as a
luggage rack.
Binme aynı anda bagaj olarak hizmet arkalık ile rahat.
Kaynak: bike-eu.comThere were no reservations, you had to sit on hard wooden benches and the
luggage rack served as a sleeper for the adroit.
Hiçbir rezervasyonları sert ahşap banklar ve usta bir uyuyan olarak hizmet bagaj oturmak zorunda kaldı, vardı.
Kaynak: firstpost.comFebruary 15, 2013: A pregnant woman in the US had to be towed to hospital on a
luggage rack by her husband and neighbours because thick snow meant they couldn't drive.
15 Şubat 2013: ABD'de hamile bir kadın kalın kar onlar sürücü anlamına geliyordu, çünkü kocası ve komşuları tarafından bir bagaj rafı üzerine hastaneye çekili gerekiyordu.
Kaynak: news.ninemsn.com.au