I've played with a number of men who truly made
a marked difference on my life.
Ben gerçekten hayatımı üzerinde belirgin bir fark yarattı erkeklerin sayısı ile oynadım.
Kaynak: espn.go.comThere is now
a marked difference in the tone of the events from the early ones.
Erken olanlardan olayların sesi belirgin bir fark şimdi var.
Kaynak: seekingalpha.comMeanwhile, he says there is
a marked difference in the way documentaries are perceived today in the City.
Bu arada, o belgesel Şehir bugün algılandığı şekilde belirgin bir fark olduğunu söylüyor.
Kaynak: postnoon.com