Don't divulge what you know or
meddle in business that doesn't concern you.
Bildiğiniz veya sizi ilgilendirmez bu iş karışmak ne ifşa etmeyin.
Kaynak: theday.comThere was no need for Dr. Buss to
meddle in the affairs of the men he hired.
O işe erkeklerin işlerine karışmak için Dr Buss için gerek yoktu.
Kaynak: lakeshowlife.comAt most points, TI was heading towards
Meddle or Tago Mago territory.
Çoğu noktalarında, TI Meddle veya Tago Mago topraklarına doğru gidiyordum.
Kaynak: blogs.houstonpress.comTo be fair, Li Shuangjiang did not
meddle with justice two years ago.
Adil olmak gerekirse, Li Shuangjiang iki yıl önce adalet ile karışmak değildi.
Kaynak: usa.chinadaily.com.cnThe Monk liked to
meddle in history and to change it for his own amusement and for what he considered to be the better: lending mechanical
Kaynak: Meddling Monk