We cannot disclose to the company our
modus vivendi and detail the advantages and disadvantages of each one.
Biz şirket bizim modus vivendi ve detay her birinin avantaj ve dezavantajları ifşa edemez.
Kaynak: globes.co.ilGiven Latin America's economic rise, the United States and its European partners will have to manage a new
modus vivendi to help steer regional transitions.
Latin Amerika'nın ekonomik yükselişi göz önüne alındığında, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupalı ortaklarının bölgesel geçişlerin yönlendirmek için yeni bir modus vivendi yönetmek zorunda kalacak.
Kaynak: americanprogress.orgNow there is at least an outside chance that any breakthrough toward an ethnic
modus vivendi in Cyprus could renew French and German interest in reviving negotiations on eventual Turkish membership in the EU.
Şimdi Kıbrıs'ta etnik bir modus vivendi yönelik herhangi bir atılım AB'ye nihai Türk üyelik müzakerelerine canlandırılması Fransız ve Alman ilgi yenilemek olabilir, en azından dışarıdan bir şans var.
Kaynak: worldpolicy.org