Another study showed that chicken soup increased air flow in the
nasal cavity.
Başka bir çalışmada, tavuk çorbası burun boşluğunda hava akımı artmış gösterdi.
Kaynak: stockhouse.comAll Sophia knew was that the tumor in the back of her
nasal cavity made her feel tired and stole her appetite.
Sophia biliyordu Tüm onun burun boşluğunun arka tümör onu yorgun hissediyorum ve onu iştah çaldı yapılmış değildi.
Kaynak: articles.orlandosentinel.comIn severe cases, plugging of the nasolacrimal duct, the channel that drains tears from the eyes to the
nasal cavity, might be required.
Ağır vakalarda, nazolakrimal kanal tıkanması, gözlerden nazal kavite için gözyaşı drenaj kanalı, gerekli olabilir.
Kaynak: newvision.co.ugFor the first time, researchers have explained the anatomical interconnectedness of the maxillary sinuses and the shape of the
nasal cavity.
İlk defa, araştırmacılar maksiller sinüsler ve nazal kavite şekli anatomik birbirine açıkladık.
Kaynak: redorbit.com