Pearson said that this was during the
Neolithic era.
Pearson bu Neolitik döneminde olduğunu söyledi.
Kaynak: scienceworldreport.comHe takes me spelunking through a
Neolithic cave that is both prettier and tidier than my house.
Bana güzel ve benim evimden daha Sessizleştirme hem bir Neolitik mağara mağaracılık alır.
Kaynak: online.wsj.comThe professor described it as the "largest
Neolithic settlement in the whole of northern Europe".
Profesör "Kuzey Avrupa'nın tamamında büyük Neolitik yerleşme" olarak nitelendirdi.
Kaynak: ibtimes.co.ukThis is true despite a lack of
neolithic wine tasting rooms, and speaks to the role wine plays in human life.
Bu neolitik şarap tatma odası olmamasına rağmen doğrudur, ve şarap insan hayatında oynadığı rol için konuşuyor.
Kaynak: publiccitizen.sonomaportal.com