Another
nicety is that the app will save your spot if you have to leave the story.
Başka nicety size hikayeyi bırakmak varsa app nokta kazandıracak olmasıdır.
Kaynak: macobserver.comMaybe that
nicety, a sort of ornamental separation of church and state, has become a foolish conceit.
Belki bu nicety, kilise ve devletin ayrılığı süs, bir çeşit aptalca bir kibir haline gelmiştir.
Kaynak: listener.co.nzI tried to consider a more polite word to use than "stupid" here, but
nicety would just replace accuracy.
Ben burada "aptal" daha kullanmak daha nazik bir kelime düşünün için çalıştı, ama nicety sadece doğruluk yerini alacak.
Kaynak: bleacherreport.comIn our ever more connected world, problems like typing speed and comfort are becoming more of a necessity than a
nicety.
Bizim her zamankinden daha bağlı dünyada, yazma hızı ve konforu gibi sorunlar daha bir zorunluluk, bir incelik daha oluyor.
Kaynak: benchmarkreviews.comHis real name was Raffaello Capponi; Del Garbo was a nickname, bestowed upon him seemingly from the graceful
nicety (garbo) of his earlier
Kaynak: Raffaellino del Garbo