An
oaf named Martin Rancik laid the ball in. But the buzzer had sounded!
Martin Rancik adında bir hödük topu içeri koydu Ama zil sesi vardı!
Kaynak: omaha.comIt's truly hard NOT to like him, as he's kind of like a big, lovable,
oaf.
O büyük, sevimli, yulaf gibi çeşit var gibi, onun gibi değil gerçekten zor.
Kaynak: sports.yahoo.comThe
oaf seems to believe, erroneously, that PR involves insulting another.
Hödük PR hakaret başka içerdiğini, yanlışlıkla, inanmak gibi görünüyor.
Kaynak: starcasm.netShe protects him in hopes that she can get the big
oaf to dance to her tune.
O onun melodi dans etmek büyük yulaf alabilirsiniz umuduyla onu korur.
Kaynak: realitytvcalendar.comAn
oaf , used in such contexts as: " "Bummer of Love / Food of the Clods ", 1997 episode of The Angry Beavers. Gods and clods, a concept in
Kaynak: Clod