"Like I didn't just see two guys
plop a sausage on a bar stool," Mohney said.
"Ben sadece iki adam plop Bir bar taburesi üstünde bir sosis görmedim gibi," Mohney dedi.
Kaynak: jsonline.comGrab a couple of frozen gophers and
plop them on the kitchen counter to thaw.
Dondurulmuş Gophers ve çözülme ters mutfak plop onları bir çift tut.
Kaynak: winonadailynews.comWith a traditional trash can, you just
plop your garbage in as you walk by it.
Geleneksel bir çöp ile can, sen onun tarafından yürürken sadece plop çöp.
Kaynak: gothamist.comHeaving nets give birth to a haul of sea life in an extended
plop.
Kaldıran ağlar uzun bir plop deniz yaşamı bir mesafe doğurur.
Kaynak: gawker.comAdvertising uses onomatopoeia as a mnemonic , so consumers will remember their products, as in Alka-Seltzer 's "
Plop,
plop, fizz, fizz.
Kaynak: Onomatopoeia