It's basically a
ploy to get kids to stop playing with their boogers.
Temelde çocuklar kendi boogers oynamayı durdurmak için almak için bir taktik.
Kaynak: huffingtonpost.comInstead, it's turned into a cheap
ploy to convince us we're seeing creativity.
Bunun yerine, biz yaratıcılık görüyorsanız bizi ikna etmek için ucuz bir manevra dönüştü.
Kaynak: themaneater.comDiaz has used every
ploy in the book to rile up St. Pierre and get this fight.
Diaz St Pierre kadar rile ve bu mücadele için kitapta her taktiği kullandı.
Kaynak: csnbayarea.comHas he really had a change of heart, or is this just another
ploy on Thompson's part?
O gerçekten kalbin bir değişiklik vardı, ya da bu Thompson parçası üzerinde sadece bir numara olan var mı?
Kaynak: wkyt.comA Trollope
ploy is a negotiation technique named after an incident from an Anthony Trollope novel, in which a woman interprets a casual
Kaynak: Trollope ployShoehorning is a
ploy used by psychics , or religious apologetic or other charlatan s, as a way to make it sound like their prophecies
Kaynak: ShoehorningSuomi began his career playing for the Chicago Baby Ruth team in 1934, a marketing
ploy started by the company that produced the candy of
Kaynak: Al Suomi