We can run and other teams know we can run, so it does
put pressure on the defense.
Biz çalıştırabilir ve diğer takımlar bizim çalıştırabilirsiniz biliyoruz, bu nedenle savunma üzerinde baskı yok.
Kaynak: bastropadvertiser.comComing over here before the series, I had in mind that I need to
put pressure on the spinners by attacking them.
Serisinden önce buraya geliyor, ben onlara saldırarak iplikçiler baskı gerektiğini akılda vardı.
Kaynak: hindustantimes.comThe judge upheld Mr Slattery's claim Friends First did this to
put pressure on him to agree to the correction of a deed so it could pursue him over his personal guarantee of a loan for the hotel deal.
Yargıç Bay Slattery iddiası Arkadaşlar Öncelikle bu otel anlaşma için bir kredi şahsi teminat üzerinde onu takip diye bir senet düzeltme kabul etmek ona baskı yaptım onamıştır.
Kaynak: irishtimes.com