As the meat cooks, it has a wonderful aroma and attains a marvellous
sear.
Et aşçılar olarak, harika bir aromaya sahip ve muhteşem bir sararmış attains.
Kaynak: vancouversun.comRub the meat with the remaining oil and
sear for 2 minutes on each side.
Her iki tarafta 2 dakika kalan petrol ve sararmış olan et ovulur.
Kaynak: radiotimes.comTo serve:
Sear scallops on one side in hot pan until they have a golden crust.
Hizmet etmek: bir altın kabuk olana kadar kızgın tavada bir tarafta tarak Sear.
Kaynak: ottawacitizen.comOnly a chef as skilled as Schuster could produce the fine, crackly
sear on twin.
Schuster kadar yetenekli olduğu sadece bir şef ikiz crackly sararmış, ince üretmek olabilir.
Kaynak: houstonpress.comIn a firearm , the
sear is the part of the trigger mechanism which holds the hammer or striker back until the correct amount of pressure
Kaynak: Sear (firearm)