And, unlike that crazy Great Dane, I do not chew shoes, chase cats, or
slobber on you.
Ve, o çılgın Danua aksine, ben, kovalamaca kediler ayakkabı çiğnemek yok, ya da kendini abartmak.
Kaynak: melrose.patch.com"Our whole life is dog hair and dog
slobber," she said.
"Bizim bütün hayatını köpek saç ve köpek salya ise," dedi.
Kaynak: hsconnect.comA bout with James Te Huna would be a
slobber knocker.
James Te Huna olan bir müddet bir salya tokmak olacaktır.
Kaynak: prommanow.comOur colossal canine companions also come with their own medical concerns and plenty of
slobber.
Bizim devasa köpek arkadaşları da kendi sağlık endişeleri ve salya bol gelir.
Kaynak: limaohio.comSome shanks on western-style bits are "hobbled" together by a metal bar (sometimes called a "
slobber bar" because saliva from the horse's
Kaynak: Bit shankWild fox
slobber: Hakuin's warning against "wild fox
slobber" can be traced back to Zhongfeng Mingben. Hakuin | 2009 | pp 243–244, note 15
Kaynak: Zhongfeng Mingbengant "gauntlet" | want | Du want "gauntlet" | givre "frost (substance)" | gibara "drool,
slobber" | EFris gever, LG Geiber, G Geifer "
Kaynak: Old Frankish