Let me
stipulate at the outset: I do not qualify for any youth movement.
Bana başlangıçta şart edelim: Ben herhangi bir gençlik hareketi için hak yok.
Kaynak: stardem.comIt's important to
stipulate that this is not a farewell letter to the company.
Bu şirket için bir veda mektubu değildir şart önemlidir.
Kaynak: zdnet.comTfL will
stipulate service levels, hours of operation and staffing.
TfL hizmet düzeyleri, çalışma saatleri ve personel şart olacak.
Kaynak: cnplus.co.ukDan Wilson, 7th, suggested the city
stipulate terms for occupancy by a certain date.
Dan Wilson, 7., şehrin belli bir tarihe göre doluluk açısından şart önerdi.
Kaynak: chicagotribune.comFor example, both parties might
stipulate to certain facts, and therefore not have to argue those facts in court. After the stipulation is
Kaynak: Stipulation