"We lack a good tool to
stratify these patients into risk groups."
"Biz risk gruplarına bu hastaları derecelendirmek için iyi bir araç yoksun."
Kaynak: physbiztech.comSo this is something that's actually used to
stratify patients and put them on the transplant list.
Yani bu aslında hastaları derecelendirmek ve nakli listesine koymak için kullanılan bir şeydir.
Kaynak: seekingalpha.comWE need to
stratify our transport needs, based on employing minimal impact on the environment and resources.
BİZ çevre ve kaynaklar üzerinde minimal etkisi istihdam dayalı, bizim ulaşım ihtiyaçlarını tabakalandırmak gerekir.
Kaynak: torquenews.comStratified is an adjective referring to the arranging of layers, and is also the past form of the verb
stratify, to separate or become
Kaynak: Stratification