From there, the skin will be sent to a
tannery before being turned into luxury shoes or handbags.
Oradan, deri lüks ayakkabı ya da çanta içine döndü önce bir tabakhane gönderilir.
Kaynak: dailymail.co.ukHe took a liking and bought a large home once occupied by a prosperous family that owned a local
tannery.
O bir zevk aldı ve bir kez yerel bir tabakhane sahibi müreffeh bir aile tarafından işgal büyük bir ev satın aldı.
Kaynak: pennlive.comTwenty jobs have been secured in Devon with the sale of a
tannery which was part of a troubled carpet firm.
Yirmi işleri sıkıntılı bir halı firması parçası olan bir tabakhane satışı ile Devon emniyete alındı.
Kaynak: bbc.co.ukIt's creatively staged, making use of every part of the
Tannery theater to create some surprises along the way.
Bu yaratıcı yol boyunca bazı sürprizler yaratmak için Tabakhane tiyatronun her parçası yararlanarak, sahnelenen ediyor.
Kaynak: wickedlocal.comA
tannery is the term for a place where the skins are processed. Tanning leather involves a process which permanently alters the protein
Kaynak: TanningDowden
Tannery is a historic
tannery building located at Cold Spring Harbor in Suffolk County, New York . It was built about 1840 and is
Kaynak: Dowden TanneryJohn Brown
Tannery Site is a historic archaeological site located at Richmond Township , Crawford County, Pennsylvania . The
tannery was
Kaynak: John Brown Tannery Site