Then came a real
turning point: She broke two boards with a sidekick.
Sonra gerçek bir dönüm noktası geldi: O bir yardımcısı ile iki panoları kırdı.
Kaynak: dailyherald.comWinning the lottery is a
turning point for Mandy, perhaps more so than she realises.
Piyango Kazanma belki de daha çok o anlar dışında, Mandy için bir dönüm noktasıdır.
Kaynak: lep.co.ukThe
turning point: Syracuse took control of this game early.
Dönüm noktası: Syracuse erken bu oyunun kontrolünü ele geçirdi.
Kaynak: espn.go.comBut that turned out to be the
turning point of his career.
Ama bu kariyerinin dönüm noktası olduğu ortaya çıktı.
Kaynak: digitalspy.co.uk