It's too early to say that Ultrapixel is simply marketing
twaddle, however.
Bu Ultrapixel basitçe Ancak, saçmalıklarına pazarlama olduğunu söylemek için çok erken.
Kaynak: telegraph.co.ukSome of the above plotlines read like the pretentious
twaddle they are likely to be.
Iddialı saçmalıklarına gibi okumak Yukarıdaki plotlines bazıları olması muhtemeldir.
Kaynak: bollywoodlife.comSomehow, some way, the hour of condescending
twaddle captured an audience of 4.2 million viewers.
Her nasılsa, bir şekilde, küçümseyici saçmalıklarına ve saati 4.2 milyon izleyici bir izleyici çekti.
Kaynak: mediatel.co.ukSo are we really witnessing a backlash against feminism, or simply a pile of advertising industry
twaddle?
Yani biz gerçekten feminizme karşı bir tepkiye tanık oluyoruz, ya da sadece reklam endüstrisinin bir yığın zırva?
Kaynak: heraldscotland.comAs a common noun,
twaddle means "idle talk, nonsense". Meaningless Tweets; also the vast quantity of useless information that often
Kaynak: TwaddleBalderdash is senseless talk or writing; nonsense, bunk, piffle, poppycock or
twaddle (origin: pre-1750). Balderdash may also refer to:
Kaynak: Balderdash (disambiguation)(called "fictions"), various candid series, a satirical edge, dark humor , and long-standing criticism of what he describes as leftist
twaddle.
Kaynak: Les Krims